Melikgazi ilçesi Ağırnas Mahallesi’nde Mimar Sinan’ın evinin bulunduğu sokakta oturan Mustafa Halıcıoğlu, 5 yıl önce evini tadilat ettirmek için çalışmalara başladı. Halıcıoğlu, sokak üzerindeki 4 evi de satın alarak tadilat çalışmalarını genişletti. Bu sırada samanlık olarak kullanılan yerleri temizleten Halıcıoğlu, evinin altında bir yer altı şehri olduğunu keşfetti. Halıcıoğlu’nun bulduğu yer altı şehri, ÇEKÜL Vakfı’nın da yardımları ile gün yüzüne çıkarıldı. Yer altı şehrine ‘Halıcıoğlu Yer altı Şehri’ adı verildi.
‘ZAMAN İÇİNDE GENİŞLEDİ’
ÇEKÜL Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, “İçinde bulunmuş olduğumuz ve ‘Halıcıoğlu’ diye bilinen bu yer altı şehri, en az 3-4 yıl önce göz kestirdiğimiz ve hala çalışılan bir mekan. Mülk sahibi zaman içinde burada yer altı şehrinin içindeki hafriyatın ve çöpün çıkarılmasında inanılmaz bir gayret gösterdi. Kamunun burada bir yardımı yok. Bu işi de biraz gönül vererek yaptı. Çünkü severek yapmazsanız; bu işlerin hepsi sırtınızda yük olur. Bu yer altı şehrinin temizlendirilmesi ve girilebilir hale getirilmesi için çaba sarf etti. Yer altı şehri, ilk gördüğümüz andan itibaren zaman içinde genişledi” dedi.
‘EN AZ 2 BİN YILLIK DİYEBİLİRİZ’
Prof. Dr. Özsoy, “Burada tüneller ile geçiş yapılabilen birbirinden bağımsız en az 2 katman görünüyor. Mülkiyet sebebiyle bazı yerler kapatılmış durumda. Kapatılmamış yerler için konuşacak olursak, yer altı şehrinin en az 150-200 metre uzunluğu var. Bölgedeki yer altı şehirlerinin tarihi kadar eski durumda. En az 2 bin yıllık diyebiliriz. Zaman içinde yaşayanların burayı terk etmesi ile daha sonraki kişiler tarafından ahır, samanlık ve depo olarak kullanılmış. Daha sonra yeryüzüne çıkılarak yukarıdaki konutlar yapılmış. Yer altı şehri olma özelliklerinin tamamını sağlamakta. Dolayısıyla Ağırnas’ta, ‘Halıcıoğlu’ yer altı şehrinin keşfi ve ölçülmesi ile literatüre yeni bir yer altı şehri ilave edilmiş oldu. Mekanizmalar, geçişler ve kapatma taşları, çok ilginç. 50 santimetre ve 1, 5 metre genişliğinde kapatma taşları var. Kapadokya’daki yer altı şehirlerinin kapatma taşı özelliği, mekanizmaları, yaşam yerleri ve geçişlerin birebir aynısı” diye konuştu.
‘ÇEVREMİZ, KONUT MEZARLIĞINA DÖNMÜŞ HALDEYDİ’
Babasının eskiden büyük bir halı imalatçısı olduğunu belirten Mustafa Halıcıoğlu ise “İlkokulu bitirdikten sonra şehre taşındık. Babamın mirasını kardeşlerim ile bölüştükten sonra evi bana düştü. Çevremiz, konut mezarlığına dönmüş haldeydi. Babamızın ocağı tütsün diye bir girişimde bulunduk ve an taraftaki komşularımızın konutlarını satın aldım. Geleceğe virane bırakmamak için burada bir çalışma başlattık. Çalışmalarımızın 5’inci yılındayız. Gördüğünüz yerler, moloz doluydu. Konutlardan artan molozları, uzağa taşımak yerine mağaralara doldurmuşlar. Buradaki molozları torbalara doldurarak çok zor şartlarda temizledik ve şu anki haline getirdik” dedi.
‘3-4 KATLI OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUZ’
Çalışmalarının hala devam ettiğini aktaran Halıcıoğlu, “Evin altında yer altı şehri olduğunu bilmiyorduk. Buraları ahır ve samanlık olarak kullanıyorduk. Işık olmadan girmeye korkardık. Buradaki pislikleri temizledikçe yer altı şehri ortaya çıktı. Hocalarımdan fikir alarak buraları temizledik. Üst yapı, ölü haldeydi. Orada da çalışmalar yaptık. Buradaki tek amacımız; gelecek nesillere bizden de bir eser kalması. Bu süreç hem maddi hem de manevi olarak bizi çok yıprattı. Devletimiz bu konuda inşallah bize destek olur ve değerleri ortaya çıkarırız. 5 yıldır burada kendi sermayemiz ile yaz-kış çalışıyoruz. Buraya gelen turistler virane yerine bir şeyler görsün istiyoruz. Çalıştığımız yer altı şehrinin, 300 metrekare olduğunu tahmin ediyorum. Burasının tamamı pislik doluydu. Son yüzyılın molozu ve çöpü, buralara doldurulmuştu. Bizi en çok yoran da bu oldu. Yüzeysel temizlik yaptık. Burasının 3-4 katlı olduğunu tahmin ediyoruz. Burayı ciddi bir şekilde gün yüzüne çıkarmak gerekiyor. Bu da şahıslar için çok zor. Burada çok ciddi bir tarih var” diye konuştu. (DHA)